yıllar yarlardan yarlar yıllardan vefasız

AYT€ 3. Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş! Geceler günleri, günleri geceler kovalıyor, cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Kadere boyun eğmek güç, isyan tehlikeli, felek hiç açmayacak mı? Yıllaryârlardan, yârlar yıllardan vefâsız Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günler, günler geceleri kovalıyor; cefalar Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefâsız Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günler, günler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor. Site De Rencontre Des Sourds Et Malentendants. M. Yahya EFE Sevgili okurlarım, bugün benim doğum günüm… Doğum günümde, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Erenlerin Bağından’ kitabında ki şu sözlerini hatırlayınca duygulu anlar yaşadım. “Yıllar yarlardan, yarlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günleri, günler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Kadere boyun eğmek güç, isyan tehlikeli, felek hiç rahmetmeyecek acımayacak mi?”Yılların yarlardan vefasız olmasına rağmen, arkadaşlarımdan aldığım dostluk mesajlarıyla, duygusallığı bırakıp güne mutlu olarak başladım. Sevgi, güven ve takdir duygusuyla yazılmış mesajlar için, teşekkür ediyorum bu değeli dostlarıma. Peki, dost ve dostluk nedir sizce?Yürekleri sevgi dolu, sempati ilgisi ile birbirlerine bağlı kimseler vardır. Bu kişileri arkadaşça ötekine bağlayan, yakınlık sağlayan sevgi duygusudur. Bu güven dolu sevgi duygusu ise, dostluğu meydana getirir. Dost; sevilen, güvenilen, sırdaş, yakın arkadaş ve iyi görüşülen kimsedir. Dostluk ise; ferdi ilişkilerden kurulduğu gibi aileler, toplumlar veya milletlerarası ilişkilerde de kurulur. Güven duygusu içinde aralarında iyi münasebetler bulunan insanlar, aileler, sivil toplum örgütleri ve milletlerde birbirleriyle dostturlar. Bir şeye düşkün olan veya aşırı ilgi duyan insanlarda vardır. Örneğin; kitaba düşkün olan ve aşırı ilgi duyan insanın dostu kitaptır. Hayvanları çok seven ve ilgi duyan insanın dostu hayvandır. Mesela köpek sahibinin en sadık dostudur. Bunu iki yıl önce kaybettiğim köpeğim Maço’dan biliyorum. Dost kolay kazanılmaz. İlgi ister, sevgi ister ve zaman ister. Fakat bazı insanlar birbirleriyle hemen kaynaşabilirler ve çabuk dost edinirler. Bunlar dost canlısı insanlardır. Oysa dostluğun sağlam temellere dayanması için, kişinin çevresindekileri iyi tanıması gerekir. Çevresindekileri iyi tanımadan edinilen menfaat dostlukları sonunda hüsranla biter. Gerçek dost; iyi gün dostu olduğu kadar kara gün dostu da olmalıdır. İnsana acı günlerinde dost olmayan kimsenin dostluğu sahtedir. Bazı insanlar menfaatleri icabı, kısa sürede yakınlık kurarak dost gibi davranıp arkadaş olurlar. Buna bürokraside çok rastlanır. Menfaatleri bitince de sizi tanımazlar bile. Bunlar özde değil, sözde olan sahte dostturlar. Dost bilinen bu kimselerden her an kötülük, yani dost kazığı görebilirsiniz. Eğer paylaşacak dostlarınız yoksa iyi şeylere sahip olmanın, bence hiçbir zevki yoktur. Bir ilin valisi ile belediye başkanı dost değilse. Biri dam öteki duvar diyorsa, ikisi de hizmet üretemez. Vatandaşın huzuru kaçar ve yine memleket zarar görür. “Dost ağlatır, düşman güldürür” derler. Çok doğru. Gerçek dost olan kimsenin söylediği sözler, bazen acı da olsa o insanın iyiliğine ve yararınadır. Onun için sevilen, güvenilen, yakın arkadaş ve dost seçerken çok dikkatli olmak gerekir. Aşağıdaki dostluk mesajını, tüm dostlarımla paylaşmak istiyorum “Başkalarına kendinden fazla değer verme. Ya onu kaybedersin, ya da kendini mahvedersin.” Dostluk güzel bir duygudur. Yürekleri sevgi dolu, güvenilen iyi arkadaş ve dostlar edinerek mutlu yaşayın. Turgut Özal'ın vefatının 23'üncü yıldönümünde dün onu bir kez daha rahmetle andık. Onu en iyi anlayan siyasetçilerden bir olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Merhum Turgut Özal, ülkemizin gelişmesi ve ilerlemesinde öncü rol oynamış, aziz milletimizin gönlünde müstesna bir yer edinmiştir" şeklindeki mesajı, sade duyguları değil gerçekleri de yansıtıyor. Özal benim için bir siyasetçiden, bir devlet adamından öteye bir arkadaş, kendisiyle her türlü düşüncenizi paylaşabileceğiniz, antenlerini dünya gerçeklerine açmış bir gerçek aydındı. Özal bugün yaşayan, canlı pek çok siyasetçiden çok daha ilerideydi... Vefasız yıllar Özal'ı her ölüm yıldönümünde anarken Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun "Erenlerin Bağı"ndaki yakınmasını hep hatırlarım... "- Yıllar yarlardan yarlar yıllardan vefasız... Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günleri, günler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor..." Eski Türkiye Düşünün ki Turgut Özal'ın ölümünün üzerinden 23 yıl geçti. Benim kuşağım "Özallı yıllar"ı yaşayarak bugünlere farklı bakmayı öğrendik... Özal'dan önce üzerinde birkaç dolarla yakalanmak da insanı cezaevine gönderecek suçlardı. Yurt dışına iki yılda bir, o da Merkez Bankası'ndan 200 veya 400 dolar tahsisli döviz alınabildiği zaman çıkılabilirdi. Yunanistan'ın Rodos Adası'ndaki turistik yatak sayısı tüm Türkiye'deki turistik yatak sayısından fazlaydı. Tüm ihracat gelirlerimiz petrol ithalatımızı karşılamaya yetmezdi. Özal ve Koç Türk Lirası'nın konvertibiliteye kavuştuğu 32 Sayılı Karar çıktığı gün Vehbi Koç beni aradı. - Senin Özal hayatının hatasını yaptı. Şimdi halk bankalara saldırıp ellerindeki liraları dövizle değiştirmek isteyecek, bankalar çökecek, dedi... Bu sözleri Özal'a anlatınca gülümsedi... - Vehbi Bey de bir gün ekonominin evrensel gerçeklerini anlayacak... Döviz de mallar da gerçek fiyatları verilince hiç tükenmezler, dedi. Haritalar değişiyor Saddam'ın Kuveyt'i işgal ettiği gün İstanbul'da denize giriyordum. Telefona çağırdılar... Karşımda Cumhurbaşkanı Özal vardı. - Hemen uçağa bin Ankara'ya gel... Haritalar değişiyor, seninle bunları konuşmalıyız, dedi. Ertesi gün Çankaya'da Özal'la karşılıklı oturmuştuk. - Beni buraya çağırdınız, teşekkür ederim... Ama bu konuları asıl konuşmanız gereken kadrolar Ankara'da değil mi, diye sordum. Özal "Ankara'dakilerin çoğu mağarada yaşıyor, dünyada nelerin değiştiğinin farkında değiller" diye geçiştirdi konuyu. O görüşmemizi Sabah'ta "Haritalar değişiyor" manşetiyle haberleştirmiştim. Özlüyorum Gece sabaha karşı telefon çaldığında arayanın Özal olduğunu bilirdim... Aynı şekilde o gece Özal'ın benim dışımda en az 20 kişiyi daha aradığını da bilirdim. New York'ta ilk CD-Rom'u gördüğümde bir kendime bir de Özal'a almıştım. Hayatını bana anlattığı söyleşiyi yaparken ara verdiğimizde, bilgisayar başında oyun oynayarak zamanı geçirirdik. Bütün bunların ötesinde Turgut Özal benim çok sevdiğim, güvendiğim bir arkadaşımdı. Onu özlüyorum... Yasal Uyarı Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın. SoruAYT € 3. Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş! Geceler günleri, günlerAYT € 3. Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız. Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş! Geceler günleri, günleri geceler kovalıyor, cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Kadere boyun eğmek güç, isyan tehlikeli, felek hiç açmayacak mı? Heyhat, aziz dost, onu döndüren kara bahtın kasırgası... Bahçeler bozuldu, yuvalar dağıldı, yollar silindi, cihan viran oldu." Yaşlı gönül şimdi böyle diyor, her şeyi kendine eş görüyor. Bu da yanlış duygulardan biri... Cihan ne vakit bayındır idi? Bahçelerde ne vakit güller açtı? Ne vakit yuvalarda bülbüller öttü? Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A Anlatmaya bağlı metin özelliği gösterir. Bir mensur şiirden alınmıştır. C Klasik edebiyatın kafiye geleneği sürdürülmüştür. Söz sanatlarına yer verilmiştir. EY Mistik unsurlardan uzak durulmuştur. M. Hanifi KILIÇ Bir halk şairi, koskoca bir hayatı özetlemiş “Geçen gün ömürdendir.” Yakup Kadri Karaosmanoğlu ne yazmıştı “Yıllar yarlardan yarlar yıllardan vefasız.” 2019’u geride bırakıyoruz. Bir çok anlamda 2019 gerçekten zor bir yıl oldu. Yeni bir yılın heyecanını her anlamda hissediyor ve yaşıyoruz. 2020 yılı yeni umutların yeşereceği insan hayatına yeni fırsatların doğacağı bir yıl olacak. Yeni yıl bazılarına sevinç, bazılarına da hüzün getirecek. 2020’nin bazı şeyleri geride kalan yıla bırakıp, yoluna bu yüklerden arınmış olarak devam etmesini diliyorum. Olumlu ya da olumsuz yaşadıklarımızda bir yıl daha geride kaldı. Ne var ki 2019 yılında yaşadıklarımızın etkisi belki de bir ömür boyu sürecek. Kayıplarımızın, kazançlarımızın, hüzünlerimizin, mutluluklarımızın etkisi bizi belki bir ömür boyu etkileyecek. Yeni yılın, yeni umutları da beraberinde getirsin istiyoruz. Ancak farkında olmadan ya da bazen farkına vararak, yaşamımızda yenilikleri istediğimiz halde çeşitli etkenlerle geçmişe takılıp kalabiliyoruz. Yine de biliyoruz ki Gelecek, umuttur. Umudumuzu yeşertmenin yolu ise azim ve kararlılıktan geçiyor. Ülkemiz ve şehrimiz, zor bir yılı daha geride bırakıyor. Siyasetin dilinin keskinleştiği, empatinin yerini antipatiye bıraktığı, hoşgörünün yerine kutuplaşmanın prim yaptığı bir yıl oldu 2019. Genel siyasetteki gerginliğin şehrimize de yansıdığını, politik arenada Bizans Oyunları’nın parti içi rekabette tavan yaptığına şahit olduk 2019’da. Şehrimizdeki genç işsiz rakamları ülke ortalamasının çok üzerinde… Bütün sıkıntılara rağmen üreten, ihracat yapan bir sanayimiz var Gaziantep’te. 2019’da terörle mücadelede başarı gösteren ancak narko-teröre yenik düşmesinden korktuğumuz şehrimizde Emniyet Müdürü Cengiz Zeybekin göreve başlaması ve narko-teröre topyekün savaş açması içimizi ferahlattı. Doğalgaz kullanımın artmasına karşın şehrin üstüne çöken ve hem ruhumuzu karartan hem de sağlığımızı tehdit eden hava kirliliği yine korkularımızı depreştirdi. Tüm olumsuzluklara rağmen güzel şeyler de yaşattı bize geride bıraktığımız günler. Gaziantep SÖZ gazetesi olarak yayın hayatında yerimizi aldık. Ekip arkadaşlarımızla güzel bir gazete oluşturmaya, internet sitemizle de haberleri sıcağı sıcağına sizlere ulaştırmaya başladık. Yeni yılın hepimize güzellikler getirmesini diliyorum. Lise yıllarında edebiyat derslerinde okuduğumuz bazı yazılar hâlâ dilime takılıyor. Örneğin Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun "Erenlerin Bağı"ndan alıntılanmış bir şiirsel nesir vardı. Şöyle başlıyordu ''Yıllar yarlardan, yarlar yıllardan vefasız... Kara baht bir kasırga gibi... Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günleri, günler geceleri, cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor..." Önceki gün Milliyet'te Hasan Cemal'in "Bir Bekir Coşkun yazısı..." başlıklı makalesini okurken, "Gerçekten de yıllar yarlardan vefasızmış" dedim kendi kendime. Şöyle girmişti yazısına Hasan Cemal "1991' in sonbaharı olmalı. Türkiye genel seçimlere gidiyor. İktidarda ANAP var, muhalefette DYP. Ana muhalefet lideri Demirel yükseliyor. Ben de Cumhuriyet'te Genel Yayın Yönetmeni'yim. Seçim kampanyasının kızıştığı günler. Bir Rus helikopterinin içinde Demirel ve Cavit Çağlar'la birlikte Konya üzerinde uçuyoruz. Demirel, Uzan'lara ait Star televizyonundan memnun değil. Mehmet Barlas'ın her akşam ekranda yaptığı yorumlara fena halde bozuk. Star'ın sahibi Kemal Uzan'a helikopterden telefon ediyor. İktidara gelmek üzere olduğunu belirttikten sonra, ki bir ay sonra Başbakan olacaktı Demirel Barlas'ın yorumlarından hiç hoşlanmadığını münasip bir dille söylüyor Uzan'a..." Bitmeyen bir süreçtir bu... Hasan Cemal'in anlattıklarının bana yansıyan bölümüne gelince... Demirel Başbakan olmuştu. Ben "Günün Yorumu"nu yapmak için stüdyoya giderken, Star'ın yöneticisi olan rahmetli Yekta Okur koluma girdi... Birlikte odasına gittik. - Artık yorum yapmayacaksın... Sen Star'da yorum yaparsan, Demirel'le Uzan'ın arası açılır ve Uzanların işleri kötüye gidermiş, dedi. Buna benzer durumları defalarca yaşadığım için şaşırmadım, güldüm. 1976'da da Milliyetçi Cephe Hükümeti döneminde Günaydın'da yazıyordum. Bu koalisyon güvenoyu aldığı gün TRT'den istifa etmiş ve İstanbul'a dönüp Günaydın'da yazmaya başlamıştım. Bir gün Günaydın'ın sahibi Haldun Simavi beni odasına çağırdı. - Başbakan Demirel'i çok fazla eleştiriyorsun. Devletle başımı belaya sokacaksın. Babam Sedat Simavi de İsmet İnönü ile tutturmuştu. Onun da yazılarını koymazdım Hürriyet'e. Yazı yazmayı bırak, gazetede yönetici ol, dedi. Ben de Günaydın'dan istifa etmiştim. Soyadı kırımı mı? Bu sahneyi 1997'nin 28 Şubat post-modern darbesi döneminde de yaşadım. Benim Sabah'taki ve eşim Canan Barlas'ın Yeni Yüzyıl'daki yazılarımız aynı gün kesildi. "Bunlar soyadı kırımı yapıyor" diye gülmüştük aramızda. O sırada TGRT'de televizyon haberlerinde yorum yapıyordum. TGRT'nin patronu Enver Ören, bir gün oğlu Mücahit'le odama geldi. Ağlamaklı bir sesle "Sen TGRT'de yorum yapmaya devam edersen, Ankara'dakiler beni batıracaklarmış" dedi. Ben de çok sevdiğim Enver Ören'in batmaması için TGRT'den istifa etmiştim. Benim susturulmamı isteyen asker ve sivil 28 Şubatçıların kimler olduğunu da, rahmetli Kadir Has bir nevi günah çıkartarak anlatmıştı daha sonra bana. AK Parti iktidarı döneminde sahte olduğu mahkeme kararı ile kanıtlanan bir belge ile Sabah'a TMSF el koyduğu zamanki istifamı, 1971'in 12 Mart darbesinde Cumhuriyet'te işine ilk son verilenin ben olduğumu falan hatırladım. Medyatik alzheimer Sonra yine "Gerçekten yıllar yarlardan vefasızmış" dedim kendi kendime. Dr. Adnan Çoban dün Star'daki yazısında "Alzheimer sinsi ilerleyen bir hastalıktır. Önce belli belirsiz bir unutkanlıkla başlar ve yıllar geçtikçe ağırlaşır. En önemli belirtisi unutkanlıktır" diye tanımlıyordu bu hastalığı. Yaşadığımız yılları unutsak acaba daha mı doğru olurdu? Her çeşit çakmalar her gün hem kendi geçmişlerini sıfırlayarak hem de bulaştıkları kişilerin geçmişlerini sıfırlamaya çalışarak "Medyatik alzheimer"ı adeta bir erdemmiş gibi sunmuyorlar mı hepimize? Yasal Uyarı Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

yıllar yarlardan yarlar yıllardan vefasız