zerrin özer adıyaman türküsü dinle
ZerrinÖzer - Herşey Seninle Güzel. YouTube. 330 bin görüntüleme. 3:30. Zerrin Özer - Her şey seninle güzel. YouTube. 463 bin görüntüleme. 3:23. Zerrin Özer Herşey seninle Güzel Hasan ) öven. YouTube. 3:24.
ZerrinÖzer Artık Sevmeyeceğim Şarkısı Dinle Zerrin Özer Artık Sevmeyeceğim Şarkı Sözleri Artık sevmeyeceğim Bütün kaabahat benim Ne kad
1709 görüntüleme. 29 Aralık 2016, Perşembe - 11:32 tarihinde eklendi. Kategori Müzik. Zerrin Özer - Son Mektup Dinle.Efsane unutulmaz parça.güzel duygularınızı anılarınızı canlandıran eşsiz yorum.
ZerrinÖzer - Adıyaman Türküsü Lyrics. Homepage. Z. Zerrin Özer. Adıyaman Türküsü Düz dara yar düz dara Yar zülüfün düz dara Doksan dokuz yarem var Sen açtırdın yüz yara Uy amman amman amman Burası Adıyaman Âlem düşman kesilir Seni sevdiğim zaman Düzdedir yar
Herşey seninle güzel yolda yürümek bileOlmayacak düşlerin peşinde koşmak bileHer şey seninle güzel bu toprak bu taş bileİçimdeki bu korku gözümdeki bu yaş b
Site De Rencontre Des Sourds Et Malentendants. TRT Türkü, Merkezi Ankara'ilinde bulunan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun Türkü ağırlıklı yayın yapan bir radyo kanalıdır. Alanında önemli bir DJ kadrosu oluşturan kanal türü, İstanbul’dan 103,4 frekansı ile hizmet vermektedir. 24 saat boyunca canlı müzik dinleyebileceğiniz ve programları takip edebileceğiniz kanal türü, Türkiye’nin önde gelen kanallarından bir tanesidir. 81 ile hizmet vermesiyle birlikte başarılı bir hizmeti bizlerle buluşturan TRT Türkü, bu kapsamda artık radyonuz yok ise, direkt olarak bilgisayar üzerinden de “web radyo” mantığı ile takip edilebilmektedir. Bu anlamda sizlere önemli gelişmeler üzerinden haberler sunmak ve radyo kanalını takip altında tutmanız adına da sıkı çalışma olanakları sunmayı ihmal etmiyoruz. Her geçen gün daha çok kitlelere uzanan ve alanında başarılı çalışmalar ortaya koyan TRT Türkü, her gün milyonlarca kişi tarafından takip edilmekte ve dinlenmektedir. Siz de türkü ve arabesk müzik ziyafeti yaşamak istiyorsanız hemen TRT Türkü kanalına giriş yapabilir ve kesintisiz müzik ziyafetine ortak olabilirsiniz. Günümüzde türkü ve arabesk müzik mantığı her geçen gün daha çok yaygınlaşmaktadır. Bu anlamda ise kesintisiz müzik dinleyebilme noktasında önemli olan durum, yaygınlaşan radyo mantığı ile birlikte siz değerli kullanıcıların da kaliteli bir yayına ortak olmasını sağlamaktır! TRT Türkü, bu anlamda önde gelen ve kitleler tarafından sevilen bir radyo olduğundan sebep, sizlere profesyonel bir mantık çerçevesinde dinletilerini sağlamaktadır.
EMEĞİN SANATI E-DERGİ 159. SAYIPublished on Aug 14, 2014Sosyalist Sanat Dergisi
Anasayfa Foto Galeriler Magazin İbo Show konukları belli oldu 9 yıl aradan sonra ekranlara dönen ve Star Tv'de program yapan İbrahim Tatlıses'in konukları belli oldu. Son Güncelleme 28 Aralık 2021 Saat 2052 NİRAN ÜNSAL KİMDİR? Gerçek adı Fatma Uludan Canevi olan Niran Ünsal, 13 Ağustos 1974 tarihinde İzmir Radyosu keman ve ses sanatçısı Nursal Ünsal Birtek ve kanun sanatçısı Ahmet Canevi'nin ikinci çocukları olarak İzmir'de doğdu. Haktan Ünsal ile Nida Ünsal adında kardeşleri vardır. Daha sonra anne ve babası ayrıldı. 19 Nisan 1991 tarihinde Anne Nursal Ünsal Birtek, 1984 yılında evlendiği 4. eşi Mehmet Birtek'in sürekli Alkol alıp Niran Ünsal'ı taciz etmesi ve "Seni ve çocukları öldüreceğim" tehditleri üzerine eşini korkutmaya karar veriyor. Birtek, bir Sabah çocuklarını parka gönderdikten sonra evindeki silahla kocasını korkutmak isterken silahın ateş almasıyla kocasını öldürüyor. Bu cinayetten sonra cezaevinde yatan Birtek'in çocuklarına anneanne Fatma Tekçiçek baktı. Annesi 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılamış. Daha sonra olayın kaza olduğu kayıtlara geçirilerek 9 ay hapsine karar verilmiş. "Rakım Erkutlu Musiki Cemiyeti"nde Klasik Türk Müziği eğitimi, TRT İzmir Radyosu Gençlik Korosu'nda uzun yıllar boyunca çok sesli müzik eğitimi aldı. Müzik hayatına sekiz yaşında İzmir TRT Çocuk Korosu'nda başladı. Sonra İleri koro ve gençlik korosunda da yer aldı. Daha sonra Türk Sanat Müziği Korosu'nun sınavlarını kazandı. Dört ay kadar koroda görev aldı. Bir yandan da, "Fasl-ı Feza" isimli fasıl heyetinde, annesinin arkasında korist ve vokal olarak görev yaptı. Ancak müzikal tercihini pop müzikten yana kullandı. Bu yüzden radyodan ayrılıp orkestra eşliğinde sahne çalışmalarına başladı. Tenis Klüp, Atlı spor Kulübü, Anvelo, Karşıyaka Grand Müzikhol gibi İzmir'in en seçkin mekânlarında, orkestra eşliğinde pop müzik icracısı olarak sahne almasıyla İzmir ve çevresinde hatrı sayılır bir isim yapmaya başladı. Bu arada şarkıcı olmaya karar veren Niran Ünsal, İzmir'den İstanbul'a taşındı. Aynı yıllarda Kaan Canbağ ile bir evlilik gerçekleştirdi. Bu evlilikten Hande adında bir kızı oldu. 1993 yılında, "İzmir'in Altın 11'i" ödül töreninde "Yılın Umut Veren Kadın Sesi" ödülünü aldı. Bir dönem İzmir'de radyo programcılığı yaptı. 1994 yılında Kuşadası'nda yapılan "Pop Show 94" yarışmasına katıldı, "Serseri Mayın" isimli eserle 1. Oldu. Bu yarışmanın ardından beste denemelerine başladı. Bu yıllarda uyuşturucuya da başlamıştı. Birkaç defa gözaltına alındı. İlk albümünü 1996 yılının 13 Ağustos günü "Haktan" adı altında çıkardı. İlk albümünün ardından sahne çalışmalarına yoğunlaştı. Ünlü isimlere bestelerini verdi. "Tövbekar" aynı zamanda sözlerini yazdığı ilk şarkı oldu. Özcan Deniz, Rober Hatemo, Seda Sayan, Metin Şentürk gibi şarkıcılara bestelerini verdi. 1999 yılında çıkardığı "Şarkılara Tutundum" albümünde başta Attila Özdemiroğlu olmak üzere Aysel Gürel, Seda Akay, Günay Çoban ve Mete Çelik gibi ünlü söz yazarı ve bestecilerin eserleri yer alır. Albümün bir diğer özelliği de; Niran Ünsal'ın yorumcu ve besteci kimliğinin yanında bir de "söz yazarı" kimliğinin de varlığını kanıtlamış olmasıdır. Zira, albümde yer alan ve çok beğenilen "Tövbekar" isimli eserin bestesi ve sözleri Niran Ünsal'ın kendisine aittir. 2003 yılında Ahmet Kaya'nın anısına bir albüm yayınlanır. Sanatçının eşi Gülten Kaya tarafından hazırlanan "Dinle Sevgili Ülkem" isimli bu albümde, 18 sanatçı sesi ve yorumuyla yer alır. Niran Ünsal da bu albümde "Giderim" isimli eseri seslendirir. Albüm çıkar çıkmaz, Niran Ünsal'ın yorumladığı "Giderim" şarkısı o kadar büyük ses getirir ki bomba gibi patlar. Sanatçının çıktığı konserlerde de bu şarkı yoğun istek alır. Aradan geçen 1 yıl sonrasında Niran Ünsal "Göçebe" isimli solo albümünü çıkardı. "Göçebe" isimli albüm çok ses getirdi, şarkıların pek çoğu hit oldu. 2007 yılında Niran Ünsal, "NÜ Müzik Yapım" adını verdiği kendisine ait bir müzik yapım şirketi olarak da "İyi Niyetlerim" adlı albümünü çıkarmıştır. Bu albümünde tüm besteleri kendisi yapmış, müzik direktörlüğünü, süper vizörlüğünü üstlenmiştir. 2009 yılının Mayıs ayında yine kendi yapım şirketinden yayınladığı "Sesler ve İzler" piyasaya çıkardı. aynı yıl, "Küçük Kadınlar" dizisinin jenerik şarkısına sesi ve yorumuyla katıldı. Seslendirdiği şarkının adı "Ben Ne Zaman Büyüdüm Anne"dir. 2012 yılının ilk aylarında, kendi yapım şirketinden "İnce Ayar" adlı ilk maksi single albümünü çıkardı. Yorumcu kimliğinin yanında, bugüne kadar 100'den fazla besteye de imza atmıştır. Niran Ünsal'ın bestelerini seslendiren ve bestelerinden bazıları şunlardır Özcan Deniz "Nasip Değilmiş", "Kayboldum", "Karşılıksız aşk", Rober Hatemo "Mahrum", "Gurur", "Ama Seni Sevdim", Sibel Can "Gümüş Kurşun", "Aşk Yolcu", Muazzez Ersoy "Düştüm Bir Ateşe", "Geldik Gidiyoruz", Funda Arar "Var mısın?" Demet Akalın "Sebebim", Zerrin Özer "Deli Yaz", Levent Yüksel "Fasl-ı Muhabbet", Hazal "Yalancı Sevda", "Aşka Dair", Nalan "Farzet", Metin Şentürk "El mi yaman, bey mi yaman?"… EVLİLİKLERİ Kaan Canbağ ile 1990 yılında evlendi ve 6 ay sonra boşandı. Bu evlilikten Hande Ünsal adında bir kızı oldu. 1999 yılında tiyatrocu Peker Açıkalın ile evlenmedi ama birlikte yaşadılar. 2000 yılında Narin Şeker Açıkalın adında bir kızı oldu. 2004 yılında Tiyatro Sanatçısı Selçuk Soğukçay ile evlendi. 14 Ocak 2007 tarihinde Kuyumcu Oğuz Türküsev ile evlendi. 3 yıl sonra 8 Aralık 2009 tarihinde boşandı. 14 Şubat 2010'da imam nikahı ile ve Haziran 2011 tarihinde de belediye nikahıyla magazin muhabiri İbrahim Gugu ile evlendi, Eylül 2011 tarihinde de ayrıldılar. Kasım 2011 de tekrar bir araya geldiler. Liva d. 4 Temmuz 2012 adında bir kız çocukları var. Mart 2014 de Riva adında bir erkek çocukları olacak. ALBÜMLERİ 1996 – Haktan 1999 – Şarkılara Tutundum 2004 – Göçebe 2007 – İyi Niyetlerim 2009 – Sesler ve İzler 2010 – Bir Avaz Bir Saz 2012 – İnce Ayar YAVUZ BİNGÖL KİMDİR? 7 Ekim 1964'te İstanbul'da doğdu. Babası edebiyat öğretmeni Yılmaz Bingöl, annesi Şahsenem Bacı olarak tanınan halk ozanı Şahsenem Akkaş'tır. Babasının işi nedeniyle ilköğrenimini Konya, İstanbul ve Ankara'da beş farklı okulda yaptı. Ortaokul öğrenicisi iken Ankara Devlet Konservatuvarı sınavlarını kazanarak korno-piyano bölümüne girdi. 1979 yılında eğitimini yarıda bırakıp İzmir'e taşındı. Müzik öğretmeni İsmail Ünlü ve annesinin çabaları sonucu 1983'te müziğe geri döndü. Annesiyle sokak düğünlerinde çaldı ve albümler çıkardı. 1984-1986 arasında zorunlu askerlik hizmetini yaptıktan sonra İzmir'e döndü ve aynı yıl evlendi. Bu evliliğinden "Türkü Sinem" adında bir kızı oldu. 1986 yılında müzisyen arkadaşı Nihat Aydın ile "Umuda Ezgi" grubunu kurarak protest müzik yaptı. Aktif olarak 7 yıl grubun solistliğini yaptı, onbeşe yakın beste yaptı. 1995'te gruptan ayrılıp Sen Türkülerini Söyle adlı ilk solo albümünü çıkardı; bunu sırasıyla Baharım Sensin 1997, Gülen Az 1998, Sitemdir 1999, Üşüdüm Biraz 2000, Belki Yine Gelirsin 2002, Unutulur Herşey 2004, Biz 2005, Yare 2007, Kül 2010, Ateş 2012 adlı albümleri izledi. Türkiye ve yabancı ülkelerde solo konserler veren sanatçı, Civan Gasparyan gibi tanınmış sanatçılarla birlikte de sahneye çıktı.[3] Piyanist Mehveş Emeç ile bazı senfonik çalışmalarda da yer aldı. Bingöl, Barış temalı konserler vererek aktivist kimliğini öne çıkardı. 2000 yılında Almanya'da UNESCO tarafından organize edilen bir konser veren sanatçıya "barış elçisi" unvanı verildi. 1998 yılında 'Cumhuriyet' filminde rol aldı. Üç Maymun filmi de dahil olmak üzere pek çok sinema filminde rol aldı. Üç Maymun''daki rolü ile 61. Cannes Film Festivali'nde en iyi erkek oyuncu ödülüne aday oldu. 72. Koğuş filminde başrol oyunculuğunun yanı sıra yapımcılığı üstlendi. Tükiye, Macaristan, Hollanda ve İrlanda ortak yapımı Istanbul My Dream 2011 filmindeki rolü ile ile uluslararası bir yapımda deneyim edindi. Bingöl, sinema oyunculuğunun yanı sıra çeşitli dizi filmlerde başrol oyuncusu olarak yer almıştır. Sadri Alışık Kültür Merkezi prodüksiyonu olan 72. Koğuş'ta ve Keşanlı Ali Destanı'nda başrol oynadı. Keşanlı Ali Destanı' ile Broadway'de sahneye çıkma fırsatı buldu. Kadın, çocuk hakları ve eğitim konularında çok sayıda sivil toplum kuruluşunun organizasyonlarına destek verdi. 2012 yılında " " isimli siteden 'Barış' için imza toplamaya başladı. 2001 yılında Belediye Meclis kararıyla İzmir'de Alevi nüfusun yoğun olduğu Narlıdere'de bir sokağa adı verildi. 2014 yılında verdiği bir röportajda, Gezi olayları sırasında Berkin Elvan'ın öldürülmesi sonra gelişen olaylarla ilgili sözlerinin[8] toplumda büyük tepki toplaması üzerine belediye meclisi 4 Aralık 2014 tarihinde sokağın isminin "Berkin Elvan" olarak değiştirilmesine karar vermiştir. 4 Ağustos 2015 tarihinde Öykü Gürman ile evlenen Bingöl, 15 Nisan 2016'da boşandı. Albümleri • Gün Işımış Grup Atmacalar 1989 • Örgütlemişler Baharı Grup Atmacalar 1991 • Ateş Dağları Sarmış 1993 • Onların Türküsü 1994 • Sen Türkülerini Söyle 1995-Ada Müzik • Baharım Sensin 1997-Ada Müzik • Gülen Az 1998-Prestij Müzik • Sitemdir 1999-Prestij Müzik • Üşüdüm Biraz 2000-Sony Müzik • Umuda Ezgi'ler 2000-Ada Müzik Nihat Aydın ile birlikte • Belki Yine Gelirsin 2002-Sony Columbia Müzik • Unutulur Her Şey 2004-Seyhan Müzik • İz 2005-Seyhan Müzik • Yare 2007-Seyhan Müzik • Kül 2010-Seyhan Müzik • Ateş 2012-Seyhan Müzik • İhsan 2018-Poll Production GÜLAY KİMDİR? 24 Mayıs 1970 tarihinde İstanbul'da doğdu. Müzik hayatına, babası olan ünlü müzisyen ve besteci Eyüp Ercan Sezer'in bağlama ile çaldığı türkülere eşlik ederek 5 yaşında başladı ve babası tarafından eğitildi. Gülay aynı zamanda uzun yıllar diş teknisyenliği yaptı fakat müziğe olan tutkusundan dolayı teknisyenliği 2000 yılında tamamen bırakıp, 2001 yılında Kuzey Kıbrıs'ta Doğu Akdeniz Üniversitesi Müzik Bölümü'nde kompozisyon eğitimi almaya başladı. 2007 yılında okuduğu bölümden, birincilikle mezun oldu. Gülay'ın, Gülay Sezer adıyla 1988'de çıkardığı arabesk albümü "Her Akşam"ı, 1995 yılında BMG Müzik'ten çıkan "Cesaretin Var mı?" ve 1997'de yine BMG'den çıkan Bir Sevi Masalı adlı pop albümleri izledi. Daha sonra BMG Müzik'ten ayrılan Gülay, albüm çalışmalarına ara vererek 1999 yılında BRT Televizyonu için "Damlalar" isimli halk müziği programını hazırlayıp sundu. 2001 yılında Kalan Müzik'ten Damlalar, 2003 yılında Damlalar 2 adlı halk müziği albümlerini ve 2005 yılının başında da Adı Yok isimli pop albümünü çıkardı. 2006 yılında Seyhan Müzik imzasıyla Dalgalar isimli halk müziği albümünü, 2011 yılında ise yine bir pop albümü olan Aşkhane'yi çıkardı. Bunun dışında İstanbul Kanatlarımın Altında adlı filmin "Aşk" adlı şarkısının sözlerini yazdı ve seslendirdi. Ayrıca Yaşama Hakkı adlı filmin aynı adı taşıyan şarkısının sözlerini yazdı ve seslendirdi. Hamam isimli film için "İstanbul Uyurken" adlı besteyi ve tüm bunların yanında birçok televizyon dizisinin jeneriklerini seslendirdi. 2008 yılında Düğün Şarkıcısı adlı dizide rol aldı. Gülay, Konya Selçuk Üniversitesi'nden 3 yıl boyunca müzik dalında "Yılın İletişimcileri" ödülünü, 1996 yılında "İFA Müzik Ödülü"nü, 2000 yılında Motif Halk Bilim Ödülleri'nden "Müziğe Teşvik" ödülünü, yine 2000 yılında Türkiye Yazarlar Birliği'nden "Yılın Programcısı" ödülünü, 2001 yılında Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği'nden "En İyi Halk Müziği Programı" ödülünü, 2007'de "34. Altın Kelebek En İyi Türk Kadın Solisti Ödülü"nü aldı. 15 Şubat 2015 tarihinde, müzisyen Serkan Boran ile evlenen Gülay'ın 1992 doğumlu Nilban adında bir kızı vardır. İSMAİL ALTUNSARAY KİMDİR? İsmail Altunsaray, 19 Ağustos 1980, Kırşehir, Türkiye doğumlu, Bozlak geleneğinin yeni kuşak temsilcilerinden biri olan Türk saz ve ses sanatçısıdır. 19 Ağustos 1980 tarihinde Halil İbrahim ve Kevser Altunsaray'ın oğlu olarak Kırşehir'de doğan İsmail Altunsaray, 12 yaşında bağlama çalmaya başladı. 1997 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Temel Bilimler Bölümü'nü kazandıktan sonra öğrenimi boyunca kendi üniversitesi başta olmak üzere çeşitli üniversite ve toplulukların ulusal ve uluslararası etkinliklerinde yer aldı. 2002 yılında konservatuvar eğitimini tamamlayan Altunsaray, 2003 yılında TRT İstanbul Radyosu Türk Halk Müziği Birimi'ne akitli sanatçı olarak kabul edildi. Bu dönemde çeşitli televizyon ve radyo programlarında icracı ve solist sanatçı olarak yer aldı 2005 yılında Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Musikisi Ana Sanat Dalı Yüksek Lisans Programı'nda lisansüstü eğitimini başarıyla tamamladı. İTÜ Halk Bilimleri ve Sanatları Kulübü'nün 2006 yılından beri düzenlemekte olduğu; Neşet Ertaş, Musa Eroğlu, Erkan Oğur gibi ustaların da katılımıyla gerçekleşen "İTÜ Bağlama Günleri" etkinliğinde solo performanslar gösterdi. 2008 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi TİKA'nın desteğiyle düzenlenen 9. Uluslararası Sürmeli Festivali bünyesindeki "Nida Tüfekçi Altın Bağlama Kültür Sanat Ödülleri" adını taşıyan organizasyonda Türk Halk Müziği İcracılık Dalı'nda Teşvik Ödülü aldı. İsmail Altunsaray, 22 Nisan 2009 tarihinde Avrupa'nın en prestijli konser salonlarından Berliner Philharmoniker Chamber Music Hall'da, "Bozlak ve Flamenko" sentezinin başarıyla gerçekleştiği bir konsere imza attı. "Alla Turca Orient and Occident Meet for a Cultural Dialogue of Instruments and Voices" başlıklı konserde, kendisine kopuz ve perdesiz gitarda Erkan Oğur ile İspanyolların dünyaca tanınmış Flamenko gitaristi Paco Pena ve geleneksel anlamda dünyaca tanınmış vokallerinden biri olan Miguel Ortega eşlik etti. 5 Şubat 2011 tarihinde Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleşen, Bozlak'tan Flamenko'ya "İki Gözden Bir Damla" adlı konserde İsmail Altunsaray , Ulusal Cordoba Flamenko Ödülü almış İspanyol sanatçı "Ye Ye De Cadiz" ile beraber başarılı bir performans sergiledi. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Ses Eğitimi Bölümünde 2009-2011 yılları arasında "THM Repertuarı Öğretim Görevlisi" olarak görev yapan İsmail Altunsaray, Anadolu müzik kültürüne sahip çıkarak Türk Halk Müziği'nde ekol olmuş birçok ustanın haklarını titizlikle savunan "Kalan Müzik" şemsiyesi altında 21 Eylül 2011 tarihinde "İncidir"adlı albümünü çıkarmıştır. Anadolu Abdalları'nın-Ustaların diyarı Kırşehir'de doğup büyümüş olan İsmail Altunsaray, Abdal aşiretine mensup olmamasına rağmen Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş, Hacı Taşan ve Çekiç Ali gibi efsanelerden feyz alarak sanatını, bağlama ve vokal icrasını ve tavrını geliştirmiş, konservatuarda aldığı nazari bilgiler ile harmanlayarak hem alaylı hem mektepli nadir sanatçılar arasına girmiştir. Bu özelliği ile Neşet Ertaş ekolünün yeni kuşak içindeki onlarca temsilcisinden bir adım öne çıkmıştır. Yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da vermiş olduğu sayısız konserler ve dünya çapındaki sanatçılarla beraber gerçekleştirdiği sahne performansları ile dikkatleri çeken İsmail Altunsaray tarihinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen Mugam Dünyası Festivalinde ülkemizi temsil etmiştir. Bir röportajında İsmail Altunsaray, "Orta Anadolu'nun tamamında, varlığını tüketime dair ürünler sunarak sürdüren, hiçbir edebi değere ve alt yapıya sahip olmayan, yakışıksız dost meclislerinden etrafımıza kontrolsüzce saçılan, ayrıca geniş kitleler tarafından kabul görmesi,ticari getirisi ve kamu denetiminin yoksunluğundan aldığı cesaretle kültürümüze yaptığı her türlü müdahaleyi kendine hak gören, müzikal olaraksa icra, entonasyon ve geleneksel form bilgisi vb. ögelerden olabildiğince uzak bir "müzik türü" empoze edilmek isteniyor, üstelik de kültürümüzün bir parçası denilerek.. Birçok değerli ustaya kucak açmış olan başkentimiz Ankara; büyükşehir olması, kozmopolitleşen yapısı, Orta Anadolu Geleneksel Kültürü'nün yeşerdiği ve saflığını koruyan birçok iline komşu olması ve aldığı sosyal-ekonomik tabanlı göçlerin sonrasında ne yazık ki bu dejenerasyon halkasının da başkenti olmuştur. Yüzyıllardır "Hakikât Elçileri" ustalarımız tarafından dilden dile aktarılmış ve gönülden gönüle köprüler kurmuş ve bugünlere taşınmış türkülerimize yapılan bu pervasız girişimleri Anadolu Halk Kültürü'ne yapılmış bir ihanet olarak görüyorum" diyerek bu noktada Muharrem Usta'nın, Hacı Taşan'ın,Çekiç Ali'nin taşıdığı geleneğin uğrayabileceği dejenerasyonun önüne geçilmesi adına kararlılığını ortaya koymuştur. Altunsaray, Çekiç Ali gibi seri, Hacı Taşan gibi lirik, Neşet usta gibi yaratıcı, Muharrem Ertaş gibi otantiktir. Kırşehir'in o yanık ve lirik ikliminden kopup gelirken, yöresel altyapısını akademik donanımıyla bütünleştiren, geleneğini koruyan, mükemmeliyetçi yaklaşımı ve yaptığı işe olan sonsuz saygısıyla yoluna devam eden İsmail Altunsaray kendi doğrularını söylemekten geri durmadan Anadolu Halk Kültürü'nün bıraktığı mirası gelecek nesillere aktarma çabası ve kararlılığındadır.
Başarılı aranjör Cüneyt Yalmaz ile yoğun şekilde çalışan Aslan Sayım Ünlü moda fotoğrafçısı Buse Tirman’ın objektifine poz verdi. Makyaj sanatçısı Kamran Jabbarov ile iddalı bir görünüme büründü. Ayla Çelik, Sinan Akçıl, Ebru Yaşar, Zerrin Özer, Mustafa Ceceli, İvana Sert ve Seren Serengil gibi ünlü isimler ile yaptığı röportajlarla adını magazin camiasında da duyuran Aslan Sayım Dinç Müzik yapım Şirketi Sahibi Polat Şenol ile anlaşma imzaladı. Klip çekimlerinin Enis Bilal Taşçı yönetmenliğinde Maslak Stüdyolarında çekildi. Yeni şarkısı ve klibi 16 martta yayında olacak.
"Deryalar", "Ramize" ve "Safiye" gibi türkülerle tanınan Şentürk, 2. Dünya savaşı sonrası Makedonya'dan Türkiye'ye gelişini, çocukluğunu, türkülere olan sevdasını, gazinolar ve fuar dönemleriyle hayat ve sanat yolculuğunu AA muhabirine 2. Dünya savaşı sırasında Makedonya'nın Kumanova kasabasında doğdunuz. Nasıl bir dönemdi, ailenizi ve çocukluğunuzu biraz anlatır mısınız?Arif Şentürk "Savaş ve yokluk yıllarıydı, çok yokluk çektik. Ama babamın arabacı oluşundan dolayı avantajlıydık. Okula giderken ayakkabıların altı delikti ve oranın kışları da çok kötü. Aynen şimdiki İstanbul gibi, çok soğuktu. Böyle büyüdük. 1947 yılında Türk okuluna başladım ve ortaokul bitince Türkiye'ye göç ettim."SORU Rumeli ve Balkanlardan gelenlerin büyük bir çoğunluğu Trakya, Kırklareli'nde ya da İstanbul'da Bayrampaşa, Zeytinburnu'nda oturuyorlar. Siz de çok uzun yıllardır Zeytinburnu'nda oturuyorsunuz diye biliyoruz. Türkiye'de ilk nereye taşındınız?Arif Şentürk "Biz de önce uğradık bir Kırklareli'ne. Orada zaten sezon yazdı, iş yoktu. Artık buğdaylar biçilmişti, tarlalardan ürünler toplanmıştı. Ne yapacaksın? Hadi geri İstanbul'a geldik, Zeytinburnu'na. Aşağı yukarı 65 senedir Zeytinburnu'ndayız.""30 sene berberlik yaptım"SORU Makedonya'dan gelmek ve buraya alışmak zor oldu mu sizin için?Arif Şentürk "İlk zamanlarda çok zor oldu. Ben tabii genç delikanlıydım, 15 yaşlarındayım. Hep düşünüyordum 'geri nasıl kaçarım' diye. Tabii bir arkadaşım, komşum oradan gelince yavaş yavaş alıştım ve 65 senedir buradayım."SORU Gençliğinizde berber dükkanınız olduğunu ve futbol oynadığınızı biliyoruz. İlk geldiğinizde okudunuz mu, yoksa hemen çalışmaya mı başladınız?Arif Şentürk "Ortaokulu bitirmiştim. Çalışmaya mecburdum. Çünkü 5 kardeştik. Babam 47 yaşında, annem zaten ev kadını, kardeşlerin en büyükleri de ben olunca mecburen çalışmaya başladım. O zaman futbolcuların bugünkü gibi şansları yok. Amatör takımda eğer çok iyi bir topçuysan para almadan keyfine, zevkine oynarsın. Şimdi öyle değil ama. 30 sene de berberlik yaptım. Mesleğimi devam ettirdim."SORU Berberliğe ilk başladığınızda balon üzerinde tıraş köpüğü ve ustura deneyi yaptırmışlar mıydı?Arif Şentürk "Vallahi ilk zamanlarda öyle öğretirlerdi. Yapamazsan yoksa patlar.""Sokakta bağıra bağıra türkü okurdum"SORU Futbolla ilgili hiç profesyonel olmayı düşündünüz mü?Arif Şentürk "Olamazdık ki kolay kolay. O zamanlar Metin Oktaylar, Lefterler, Naciler vardı, Türkiye'nin büyük topçularıydı onlar. Böyle üçüncü lig de yok, amatör lig var. Amatör ligde de gidersin bütün gün top oynarsın, bir kuruş para da alamazsın, yok."SORU Müziğe ilginiz ne zaman başladı? Ailede sizin dışınızda müzikle ilgilenen, türkü söyleyen ya da ince çalgı çalan var mıydı?Arif Şentürk "İlgim doğuştan başladı. İnce çalgı çalan yoktu. Amcam ile babam folklor oynardı. Annemin sesi de fena değildi, ince, çok iyi bir sesi vardı. Ondan da türkü öğrendim."SORU Birlikte söyler miydiniz onunla oralarda?Arif Şentürk "Tabii, söylerdim. Ben sokakta da bağıra bağıra türkü okurdum."SORU Özel toplantılar, türkü söylediğiniz düğünler olur muydu?Arif Şentürk "Burada Türkiye'de oldu."SORU Kumanova'da olur muydu?Arif Şentürk "Annemin, kadınlar arasında oluyordu. Çünkü orada öyle düğünler yapılır ki, kadınların eğlencesi burada olur, erkeklerinki de üç ev sonra toplandıkları yerde olurdu. Yani haremlik selamlık vardı. Ama o düğünler kalmamış. Birkaç sene önce 29 Temmuz'da biz gittik bir düğüne, karmakarışık olmuş. Tabii 'medeniyet' dediler. Hayırlısı olsun, ne yapalım."SORU Annenizden ilk işittiğiniz türkü hangisiydi, biraz mırıldanır mısınız bize?Arif Şentürk "'Potinimin tabani/ Yabanidir yabani/ Ya alırım ablaniYa vururum babani' var. Yani orijinali bu. Ondan sonra, 'Turnamın kanatları ibrişimdir ibrişim/ Al yanak öper iken kırıldı altın dişim/ Turnam, turnam/ Sen nerelisin durnam/ Ben buralarda durmam.'""TRT'ye bant yapmak için 2 türkü okudum"SORU Berber dükkanınızda hep İstanbul Radyosu'nu dinlermişsiniz. Bunu 'Kumanova'dan Zeytinburnu'na Bir Rumeli Delikanlısı" kitabınızda da anlatıyorsunuz. Peki, berber dükkanınızdan çıkıp radyo ile profesyonel yorumcu olarak tanışmanız ve tüm Türkiye'nin tanıdığı Arif Şentürk olma yolculuğunuzda ilk adımızı nasıl attınız?Arif Şentürk "Koşa koşa Harbiye'ye radyoya gittim. 1975 yılıydı. TRT devamlı anons ediyor, 'amatör ses yarışmaları' diye. Bende de biraz potansiyel vardı. Mesela bir arkadaşımın sazı bendeydi, duvarda asılıydı. O canı sıkılınca gelirdi alırdı sazı eline, o çalardı ben okurdum. Belli bir yere kadar geldik yani. 'Bir katılayım bakalım, ne varmış, ne oluyormuş orada' derken katıldım. Benim sıra numaram 213'tü. Sıram geldiği zaman girdim okudum, çıkışta herkese söylendiği gibi 'siz gidin biz sizi çağırırız' dendi bana da. Moralimi bozmadım, 'ne yapalım olur' dedim. Birkaç zaman sonra sarı bir zarf geldi, 'TRT'ye bant yapmak için çarşamba günü burada bulunmanız gerekiyor' yazıyor. Gittim 2 tane türkü okudum. O zaman denetim vardı. Denetimden hocalar kabul ederlerse geçiyorsunuz. 2 tanesi de geçmişti."SORU Hangi türkülerdi onlar? Biraz mırıldanır mısınız?Arif Şentürk "Bulut gelir seher ile/ Çiçek açar bahar ile/ Herkes sarılmış yar ile/ Yağma yağmur/ Esme bre deli rüzgar/ Yarim yoldadır…"SORU Aslında ne kadar zor bir türkü. Diğerini de alabilir miyiz?Arif Şentürk Bayağı zor. Bir İstanbul türküsü daha vardı, 'Daracık sokakları duman bürüdü/ Külhan da beyler kızları aldı yürüdü/ Benim yarim küçücüktü büyüdü/ Sürüden ayrılan sürmeli koyun/ Yataklar serdirdim gel yarim uyu.' Bu, İstanbul türküsü ama aslında Rumeli türküsüydü. Bunlar geçti işte."SORU Eskilerin külhanbeyleri vardı değil mi?Arif Şentürk "Tabii, kabadayıları, külhanbeyleri, delikanlıları vardı. Aman bre delikanlılar."SORU Siz de bir Rumeli delikanlısısınız tabii?Arif Şentürk "Evet, öyle geldim ben de Rumeli'den.""'Deryalar'ı 39 derece ateşle okudum"SORU TRT döneminde sizi kimler destekledi? Nida Tüfekçi'nin desteği olmuş sanırım değil mi?Arif Şentürk "Evet Nida hocam seçti beni. Ondan sonra zaman içinde Zeynep Esen diye bir hanımefendi vardı. Bu kızcağız beni devamlı çağırıyordu. Halit Kıvanç ile program yapılıyordu. Oraya 15 günde, haftada bir beni çağırıyordu. Seden Kızıltunç komedi skeçler yapıyordu. Beni de davet ediyorlardı derken derken TRT'ye çıkıyordum. Zaten TRT'den de başka kanal yoktu."Soru "Kırcaali'yle Arda Arası" yani bizim bildiğimiz şekliyle "Aman Bre Deryalar" türküsü deyince aklımıza hemen siz geliyorsunuz, sizinle tanındı, sevildi. Sanırım bu TRT dönemleriydi söylediğinizde değil mi? Bu türküyü okumak aklınıza nasıl geldi ve kaynak kişi olarak sizi biliyoruz. Peki siz nasıl buldunuz?Arif Şentürk "Evet o dönemlerdi. Bu türkü daha önce vardı. Hiç kimse düşünüp de 'ya bu türküde bir şey var' demedi. Bizim yörenin insanları çalıyorlar ve oynuyorlardı. Fakat sözünü tam bilen yok. Bir gün beni ikinci bant kaydına çağırdıkları zaman, düşündük dedik 'ya bir okuyalım bakalım, acaba radyodan kovarlar mı bizi.' Yine bir çarşamba günü gittim, hep böyle çarşambaya rastladı benim kayıtlarım. Gittim, başladık. 39 derece ateşim var, nasıl gribim, boğazım yanıyor. Hemen girdik. Ha babam de babam 7 dakika sürdü. Şöyle bir arkama döndüm, baktım ki en az 30 kişi seyrediyor. 'Ya kovulacağım ya bir şey olacak' dedim. Derken aynı gün, Nida hoca dinlemiş, onun imza atma yetkisi vardı ve öğleden sonra radyoda çaldırdı. Tabii bu delikanlı, yiğitlik sözleri olunca Türk milletine hoş geldi. Türkü 19 hafta listede birinci sırada yer aldı.""İki aşığın, Yusuf ile Feride'nin hikayesi Deryalar"SORU Türkülerin hikayeleri hep vardır. "Deryalar", Trakya ve diğer bölgelerde de düğünlerde çalınır, söylenir. Sanırım eser hüzünlü bir hikayeye sahip. Peki, hikayesi nedir?Arif Şentürk "Evet ağıt. Vallahi iki aşığın, Yusuf ile Feride'nin hikayesi bu. Yusuf garibandır, Feride daha zengin, ailesinin durumu daha iyi tabii. Feride'yi ailesi vermiyor Yusuf'a. Karar veriyorlar kaçmaya. Bizim Trakya, Rumeli tarafında kaçmalar vardır, olur. Bilhassa Üsküp'ten sonraki köylerde daha çoktur. Arda nehri de zaten Kırcaali'de Bulgaristan'da, Makedonya dağlarından aşağıya gelir. Allah'ın işine bak! Tam bunlar sandala binip kaçacaklarken, birkaç saat önce yağan yağmurla birlikte sele kapılıyorlar. Sandalları alabora oluyor. Feride hayatını kurtarıyor ama Yusuf ölüyor ve tabii orada böyle olayları hemen türküye çeviriyorlar."SORU Ne iyi yapmışsınız da bu türküyü tanıtmışsınız. Yarınlara kalan bir eser Şentürk "Benim şansım, belki hala da duracaktı. Allah'ın büyüklüğü bu ve de faydası oldu. Ondan sonra yüzlerce türkü geldi."SORU "Deryalar", "Ramizem" ve "Safiye" sizinle bilinen türküler. Bu türkülerin isimleri hep kadınlara ve aşk içeren türküler olmuş sanki? Başka bizim bildiğimiz veya bilmediğimiz kaynağını sizin bulduğunuz, okuduğunuz ya da okumayı düşündüğünüz Rumeli türküler var mı?Arif Şentürk "'Aliş', 'Fatma' var, bir sürü isimli türkülerimiz var. Vallahi malzeme buldukça yapıyorum. Türkü çok. Daha yeni 17 Rumeli türküsü verdik TRT'ye."SORU O zaman bekliyoruz heyecanla. Yakında dinleyecek miyiz onları?Arif Şentürk "Ama kime? Şimdi açıyorsun telefonu, türkü orada."SORU Ama olsun efendim, gençler bu türküleri dinliyorlar ve belki de yeni düzenlemeleriyle de tanıyıp seviyorlar, sizce de öyle değil mi?Arif Şentürk "Kimse dinlemiyor güzel hemşerim. Hangi kanalda türkü, Türk sanat müziği var?"SORU Mesela bir sürü dizide hikayelerin içinde yer aldığı sahnelerde türküleri gençlerin de çok severek izleyip, dinlediğini görüyorum. Bu bir dinleme, sevme biçimi değil mi sizce?Arif Şentürk "Hani bir Makedonya'da çekilen bir Sütçü Ramiz'in dizisi vardı, 'Elveda Rumeli'. Türküler orada vardı. Başka nerede türkü? Türk sanat müziği nerede dinliyorsun? Program mı var? Bizim tek Rumeli televizyonumuz var da, Allah razı olsun sahibi haftada 2-3 program koyar. Pazartesi ben program yapıyordum. Yani demek istediğim başka yok.""Yeni nesil elinde telefonu başka şeylere bakıyor, türküyle ilgilisi yok"SORU Türkülere rağbet olmadığını mı düşünüyorsunuz?Arif Şentürk "Yok, yok! Yeni nesil şimdi elinde telefonu, başka şeylere bakıyor. Türküyle hiç ilgisi yok."SORU Özel organizasyonlar, etkinliklerde sahne alıyorsunuz ve olgun yaşta dinleyicilerinizin yanında gençler de çok vardır sanıyorum?Arif Şentürk "Özgün müzik, bezgin müziktir. O senin dediğin konserler var ya, onlar daha fazla orkestravari, tak tuk Türk halk müziği türküleri. Diğerleri dolduruyorlar o meydanı bedava, bam bum, bam bum.""Sahnede çalışmadığım neredeyse kimse yok"SORU Peki eskiden gazinolar ve turnelerle her yere gidiyordunuz. Büyük sanatçılarla, isimlerle olan kadrolarla gazinolarda programlar yapıyordunuz. Kimlerle en çok sahne aldınız? Kemikleşmiş bir kadronuz var mıydı?Arif Şentürk "Hepsiyle çalıştım, mesela İzmir Fuarı'nda Emel Sayın, Ajda Pekkan, Ahmet Özhan, İbrahim Tatlıses, Zerrin Özer, Barış Manço, Erol Evgin'e kadar birçok sanatçı vardı. Bir tek Bülent Ersoy ve Ferdi Tayfur ile çalışmadım. Çünkü gazino tavrımız ayrıydı. Mesela türkücüler Hülya Süer, Belkıs Akkale say sayabildiğince."SORU İyi arkadaşlıklarınız ve anılarınız var mı bize anlatabileceğiniz?Arif Şentürk "Hepsiyle var. Emel Sayın ile aynı gazinoda çalıştık. Emel, tam çıkıyor, saat buluyor. Emel devam. Benim de çıkmam lazım. Millet artık, çocuklar uyumuş tahta sandalyelerde. Emel'de İbrahim'in bir türküsü var 'Yalan' onu okuyor. Emel çıkıyor bir tane okuyor, tekrar bir daha aynı türküyü okuyor. Millet bağırıyor 'Emel, Emel, Emel' diye. Ben de giyinmişim bekliyorum, her şey hazır fakat Emel inmiyor. Emel'e diyorum, 'Hey budala kadın, millet Fener, Fener diye bağırıyor, Emel değil. Sen ne anlıyorsun?' diye. O garibim de bana gülerdi, yoksa başka bir kadın olsa 'hadi oradan ya' derdi. Solist ya, bayağı solist ama hanım hanımcıktı. Beni çok severdi. Yani, çalışmadığım kimse yok. Hepsiyle çalıştım. Tarık Mengüç ile bile çalıştım."SORU Peki kaç albüm yaptınız? Bu 17 türküyü yeni bir albüm çalışmasında toplayacak mısınız?Arif Şentürk "12 olmuştur. Yok, onları bir albümde değil birer, ikişer tane şeklinde okuyarak yapacağız."SORU Gençlerden kimleri beğeniyorsunuz sizin yolunuzda ilerleyen, Rumeli türkülerini iyi yorumlayan?Arif Şentürk "4-5 tane çocuk var. Daha seçimini yapacağız. Ekrem var, Boran var, yeni nesilden konservatuvar mezunu çocuklar var. Ama bu sahne adamı öyle bir pişiriyor, olgunlaştırıyor ki. Kolay değil.""Ayağım yere bastıkça devam edeceğim"SORU Son olarak sizi sevenlere iletmek istediğiniz bir şey var mı?Arif Şentürk "Japonya'da 'Deryalar'la oynayan Japonların olduğu bir video seyrettim. Japon bir kadın almış bu müziği orada Deryalar'la oynuyor. Dünyanın her tarafına, onlara, Türkiye'deki sevenlerime sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum. Ben bir kemiğim oynadıkça müzikten kopmam, kopamam. Benim dünyam, benim gıdam, benim nefesim, benim oksijenim, her şeyim türkü. Zaten türküyü bıraktığım an olayım biter. Uğraşacak bir şeyim, amacım kalmaz. Ayağım yere bastıkça devam edeceğim. Herkese sevgiler, selamlar olsun."SORU Efendim siz hep türkü söyleyin devam edin Şentürk "Allah razı olsun. Ben de size teşekkür ediyorum beni buraya davet ettiniz Ajansınız olarak. Bir de kitap getirdik size, bakın."SORU Sizin ayaklarınıza sağlık. Evet kitabınız 'Kumanova'dan Zeytinburnu'na Bir Rumeli Delikanlısı Arif Şentürk' sizin hayat hikayenizi ve yolculuğunuzu anlatıyor değil mi?Arif Şentürk "Evet, ayrıyeten de bir sokağa 'Arif Şentürk Sokak' ismini verdiler. Sayın Belediye Başkanı'na teşekkür etmek lazım. Beni mahrum bırakmadılar, sokağa ismimi verdiler."SORU Evet hayatın içinde bir gurur kaynağı tabii Şentürk "Evet, diyeceğim, hayat böyle."İstanbul, AAUYARI Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.
zerrin özer adıyaman türküsü dinle